18 Haziran 2016 Cumartesi

Aslı Erdoğan'a Mektup

Sevgili Aslı Erdoğan,

Uzun süredir bendeki senle konuşup duruyordum ve bu kendi kendine konuşmayı somutlaştırmak adına sana yazmaya karar verdim. Sen de bilirsin ki, kendi kendine konuşmak pek sağlıklı bir şey değildir ve aynı zamanda hakkında konuştuğumuz kişinin bundan haberi olmadığı için dürüst bir davranışta sayılmaz bu.
Sık sık yaptığım gibi bu sabahta seni okuyarak güne başladım. Gece çok geç yatıp sabah da çok erken kalktığım için uykum gelmeye başladı ve kitabınla yatağıma geçtim, uyuyup kalmışım kitabın kucağımda. Uyandığımda kendimi sana sarılmış bulmak inanılmaz keyif vericiydi. Son günlerde bunu sık sık yapar oldum ve bu durumdan oldukça mutluyum.Bir kaç gün önce cebimdeki bütün paramla senin dört kitabını aldım (param yetmedi ve zorla sekiz lira indirim yaptırdım. Bir kitabını dahi bırakıp sonra alamazdım. Orada,o anda benim olmalıydı hepsi)ve onlar bittiğinde kelimelerinden uzak kalacağım için şimdiden üzülmeye başladım. Umarım yakın zamanda yeni kitabınla buluşabilirim.

Seninle çok geç tanışmış olmanın verdiği üzüntünün yanı sıra, seni tanımış olmanın mutluluğu içindeyim.Keşke daha erken tanısaydım gibi klişe bir laf etmeyeceğim. ‘Keşke’lerle yaşamayı bırakalı çok oldu çünkü. Artık hayatın verdikleriyle yetinen, yaratıcıya isyan etmek yerine boyun eğen bir kadın oldum. Bu durum başkalarınca, direnmek yerine pes etmeyi seçen korkakça bir teslimiyet gibi algılansa da, olmayan düşmanla savaşıp gücümü tüketmektense, olduğum yerde durup güç kazanmak ve içimdeki diğer ben’le savaşacak gücü bulmak daha akıllıca geldi bana ve işte bu noktada, tam da bu noktada varlığını yadsınamayacak bir şekilde yanımda hissettim. Kitapların, köşe yazıların, seninle yapılan röportajlar, hakkında yazılanlar günlük hayatımın bir parçası oldu.Her gün bir şekilde seninle oluyorum, sana dair yeni bir şey öğreniyorum ve seni tanıdıkça,kelimelerinle tanıştıkça seni daha çok seviyorum.

Zayıf yanlarını bilmek, yaralarını bunca uzaklığa rağmen görmek,kelimelerinin ruhuma kement atmasına izin vermek hayatla aramdaki pamuk ipliğini güçlendiriyor, yaşama azmi veriyor. Eminim ki kişisel yaşantın ve kitapların her okuyanda benzeri etkiler yaratıyordur. Buna rağmen kişisel yaşantınla gündeme gelmen, zayıf yanlarının güçsüzlük, ya da reklam amacıyla senin tarafından lanse edilmiş gibi gösterilmesi bir okurun olarak çok can sıkıcı. Edebiyat dünyasının bir diğer yüzünü, o çirkin yüzünü keşke senin gibi değerli bir yazarı harcamaya yönelik tavrıyla tanımak zorunda kalmasaydım. Neyse ki, kendi ülkende görmediğin o saygıyı ve değeri diğer ülkeler fazlasıyla gösteriyor ve dünya edebiyatında layık olduğun o yere seni oturtuyorlar. Okurun olarak bunu görmek çok gurur ve mutluluk verici.

Sana bir şeyler hatırlatmak elbetteki haddim değil fakat her durumda haddimi bilmeme rağmen bu konuda haddimi aşacağım. Bunun için beni bağışla lütfen. Başarılı bir yazar olmanın, kaliteli eserler yaratmanın, ötekileştirilenlerin sözcüsü olmanın yanı sıra sen, acı çekmiş, ağır yaralar almış, hayata bir şekilde tutunmaya çalışan ve/ya tutunmaktan vazgeçmiş kadınlar için bir rol modelsin de. Bizler içinde savaşmalısın hayatla ve insanlarla. Emin ol ki hayatın bir şekilde bir kadına örnek olacak, ona yaşama gücü verecek, onun tesellisi olacaksın.

Sevgili Aslı, insan olmanın gerektirdiği tüm erdemlere sahip olmanla, hayata karşı duruşunla, eserlerinle, duygu ve düşüncelerinle sen çok güzel bir insan, çok güçlü ve özel bir kadınsın. Lütfen aynı şekilde devam et.
Sevgiler….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder