27 Haziran 2016 Pazartesi

İçmek ya da İçmemek

"Küllük bulunmayan bir eve girdiğimde huzursuzluk duyar ve korkarım" der Lin Yutang, "Oda düzenli ve çok temizdir, örtüler yerlerinde, insanlar doğru ve duygusuz olmaya çalışırlar. Ve ben hemen en iyi davranışlarımı takınırım. Yani en rahatsızlık verenlerini..."
Maggin ise "puro içen hiç kimse intihar etmedi" der. Pipo içen birisinin de karısıyla kavga ettiği görülmemiştir. Çok basitir nedeni: ağzında pipoyu tutmaya çalışırken, bir diğerinden daha yüksek sesle bağırıp çağırmak olası değildir ki!

Uyku tutmayan bir sonbahar gecesi dışarıda sağanak yağmur yağarken, çıtır çıtır yanan sobanızın başında, kediniz kucağınızda geçmişi yâd ederken sadece bir sigara eşlik edebilir o anınıza. Ya da sıcak bir yaz gecesinde, bir deniz kenarında, ılık esen rüzgar yüzünüzü yalayıp geçerken, anılar da kalbinizi şöyle bir yoklar. Bir tane, bir tane daha ve bir tane daha...Sırdaşınızdır sigara, en özel anlarınızı paylaştığınız arkadaşınız. Yalnız kalmak istediğiniz zamanlarda bile yalnız bırakmasını istemediğiniz yegane dost.

Sigara içmeyenler içenlerin sigaradan aldığı tinsel etkileri bilip takdir edemezler ve sigara içenlere ikinci sınıf insan muamelesi yaparlar. Onlara göre sigara içmek karakter zafiyetinin bir belirtisidir ve melankolinin başlıca tanılarından biridir. Kendilerinin daha güçlü iradeli, daha üstün ahlaklı olduğunu ve övünecek bir şeyleri olduğunu düşünürlerken insanlığın en büyük zevklerinden birisini kaçırdıklarını hiç fark etmezler. Oysa sigara içmek, dünyanın olanca acımasızlığı, hayatın çekilmez yükü ve yaşadığınız kötülüklerin tümünü son nefesimizi çektiğimiz sigaranın izmaritini küllüğümüzde ezerek söndürdürürken yok etmeye çalışmaktır bir bakıma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder