22 Haziran 2016 Çarşamba

Zaman ve Kadın

Bir zamanlar size çok uzak gibi görünse de, o zamanın geldiğini, gençliğinizde olmayı düşlediğiniz o kadın olmaya başladığınızı görüyorsunuz. Unutuyorsunuz unutulması gereken birçok şeyi yoluyla yordamıyla. Geçmişinize dair ne gurur, ne de hoşnutsuzluk duyuyorsunuz. Acıyan yerlerinizin olup olmadığını anlamak için daldırıyorsunuz elinizi içinize. Bazı sızılar hala varsa da, geçmişin ağırlığını atmış, hafiflemiş hissediyorsunuz kendinizi. Verdiğiniz mücadelelerden zaferle çıkmamış olsanız da, vuruşmuşsunuz gücünüz yettiğince, yenilgi değil de yorgunluk üzerinizdeki, anlıyorsunuz.

Biliyorsunuz, her kadın yorulur zaman ilerledikçe. Durulur, dinginleşir duyguları, eski gözü karalığı kalmaz. Söner heyecanları, yabancı birine baktığı gibi bakar aynadan eski kendine. Hayatının sağlamasını yapar. Çözer kadınlık sırlarını, gözyaşlarını ardında bırakır, sevilmeye fazla gereksinim duymadan, sadece sevmekle yetinebilir. Zamanınızın geldiğini görüyorsunuz siz de. Bir zamanlar olmayı düşlediğiniz kadın olmaya başladığınızı görüyorsunuz. Bu modelin size uyup uymadığına aldırış etmeden alışıyorsunuz bu yeni Siz’e. Olgunluğu nitelendiren bütün iyi niyetli davranış ve sözcükleri yerleştiriyorsunuz hayatınızın içine. Tekdüze, oldukça derli toplu, dikkatli, olabilirlikler karşısında fazla hoşgörülü yeni bir hayata adım atıyorsunuz. Dudağınızın bir kenarında ince bir tebessüm, diğer tarafında ağlamamak için kendinizi tutmanızdan kaynaklanan hafif bir titreme. Kabul etmek istemeseniz de, biliyorsunuz, "YAŞLANIYORSUNUZ..".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder