17 Haziran 2016 Cuma

Bana İstediğimi Sor


          İlk ne zaman büyüdüğümü fark ettim, ilk ne zaman büyümek zorunda bırakıldım sorulmadı bana.
          İlk neye, niçin, kime ağladığım, ilk beyaz ne zaman düştü saçıma sormadı kimse. İlk ihanete uğradığımda ne hissettiğim, ilk ne zaman ölmek istediğim. İlk intiharımı neden gerçekleştirdiğim, yoğun bakımda gözlerimi ilk açtığımda neler söylediğim kimsenin umurunda olmadı hiç. On parmağım da sorunsuz işlevini görürken, neden tek serçe parmağımla hayata dokunduğum, yaşamak için tutunduğum hayallere erişemeden neden yok olduğum kimsenin ilgisini çekmedi. Alkole, sigaraya düşkünlüğüm yadırgandı, kızıldı da neden içtiğimin kimse farkına varmadı. Gereksiz ne kadar soru varsa soruldu da, konuşurken sesimin çatallaşması, gözlerimin hep bir noktaya dalması, bunca olumsuzluğa rağmen neden yüzümde hep bir gülümsemenin olması sorulmadı.

         Detay sevmeyen hiç kimse ile anlaşamıyorum bu yüzden. Oldukça huzursuzum, çokça mutsuz. kimsenin işine yaramayacak ne kadar lüzumsuz soru varsa sordular çünkü.
Din, mezhep, memleket, eğitim, aile, iş, çevre, yaş....
Üst mü, alt tabaka mı diye, bizden mi ötekilerden mi diye ayrıştırmak için ehemmiyetsiz ne kadar soru varsa hepsini teker teker  sordular.
         Ya parasıyla beni ezmek yanımda oldular  ya da yoksulluğunu bende görüp gerçeklerle yüzleşmek istemedikleri için kaçtılar hep.
          Ya egoları kucaklarında beni dinlediler ya da salya akıtarak elde etmek istediler.
        Ya bizden değilsin diye dışlandım ya da “bu da bizden” diye yapmacık sevgi gösterisiyle sarılıp sarmalandım.

         Bana çayımı ne yöne karıştırdığım sorulmadı. Böylelikle çayı şekersiz içtiğim hiç bilinmedi.

         Bana en sevdiğim meyve, en sevdiğim renk, en sevdiğim kitap/yazar, en çok gitmek istediğim ülke, günün en çok hangi saatini sevdiğim, varsa bir idealim sorulsun isterdim.
Doğru cevap için doğru sorular sormak gerekli çünkü.
Bir insanı tanımak doğru sorularla mümkündür ancak, nüans aramakla ve her insan ayrıntılarda gizlidir, verdiği cevaplarda.

         Ah, ne yazık ki kimse kimseyi bulmak istemiyor artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder